Cumartesi, Eylül 12, 2009

Ölümsüzlük Küresi - Kürenin Sırları


Bölüm - 1 - Yeryüzüne Çıkış - (Sayfa - 3)


Angorath Tepelerine geldiklerinde çevreye hakim olan rüzgarın hafif esintisinin sesi,geride ve aşşağı da kalan şehrin sesleri kulakları meşgul ediyordu.Esienthes bir anda şaşkınlıkla:''Yerdeki ayak izlerine bakacak olursak,buraya bizden önce gelen biri olmuş ! Yalnız değiliz.At-Ejderhalarını hatırlıyorsunuzdur,on beş kişilik grubumuzdan dördümüzü yok ettiler,bu sefer bizler değil,onlar yok olacak.'' dedi ve şöyle devam etti ''Biraz daha ilerleyip uygun bir yerde bekleyeceğiz.''Tam o sırada arkalarından bir ses gelmişti,Esienthes ve diğer muhafızlar hızla cüsseli ağaçların arkasına saklandılar,ortam o kadar sessizleşmişti ki,artık neredeyse kendi nefeslerini duyacaklardı,diğer ses iyice yaklaşırken,Esienthes muhafızlara beklemelerini işaret etti ve sonunda Esienthes'in yanına kadar gelmişti,Kral Muhafızı bir anda korkuyla irkildi, sağına baktı lâkin kimseyi göremiyordu,ayak seslerinin kaynağı yoktu.''Bu şeyde ne böyle.''diye düşünmeye başladı.Elini yavaşça Limfye işlenmiş oklarından bir tanesine götürdü.''At-Ejderhaları sessizdirler ama bu kadar değil ayrıca görünmezde değiller.''İster istemez içini bir anda korku kaplamıştı.
''At-Ejderhaları sessizdirler ama bu kadar değil ayrıca görünmezde değiller.''İster istemez içini bir anda korku kaplamıştı.''Na dîshe aer rannu,rime li aer nahn?''(Gerçek korku yaklaşırken,içinizdeki korku niçin ?)

''Na dîshe aer rannu,rime li aer nahn ? Mi Esienthes ? Nan de nerri feruf.Lindef na rimeli unraf aerdan yarud,rumadan rannu dîshe aerdan,na aer.''(*)

Ses çok derinden geliyordu,üstelik yabancının konuştuğu lisanı daha önce hiç duymamıştı.Başı ağrımaya başladı.Düşüncelerini toparlayıp,artık bu oyundan sıkıldığını fark etti,sesin sahibini görmek istiyordu.''Ortaya çık,eğer o kadar cesaretliysen,dediklerinin hiçbirini anlamıyorum.''dedi bir hışımla.Yabancı ses tekrar cevap verdi,bu sefer kendi lisanlarında konuşmaya başladı.''Anlayacaksınız,çok uzak olmayan bir zamanda anlayacaksınız.O vakit şimidikinden daha fazla korku taşıyor olacaksınız Esienthes.At-Ejderhaları ve binicileri ile karşılaşmaya hazır olun.Bir kısmı burada,diğer birlik ise az sonra buraya gelecek.Ağaçları kullanın çünkü gecenin efendileri ile karşılaşmak sizin için kolay olmayacak.Şimdilik hoşçakalın.''Güneyden esen yel,geceye boyun eğmiş yaprakları okşuyordu.Kral Muhafızı sesin büyüsüne kapılmış gibiydi.Askerler ne olduğunu anlamamışlardı,sadece çevreyi izliyorlardı.Esienthes yabancının birşeyler daha demesini bekliyor ama ses gelmiyordu.''Kim olduğunu söyle !'' diye bağırdı ama cevabı rüzgarın etkisiyle dallar ve yapraklar verdi.

Esienthes yaslandığı ağaçtan kurtulup,kendinsini izleyen askerlerine yürümeye devam etmelerini söyledi.İçlerinden Aldon onun yanına gelip ne olduğunu sordu,bir ses duyduğunu ama bilmediği bir lisanda konuştuğunu söyledi.Askerlerden duyan olup olmadığını sordu ama kimse duymamıştı.

En tepeye vardıklarında biraz dinlendiler,Aldon'un kardeşi Adro birşeyler duyuyordu ve doğuya yöneldi,artık ağaçların sık olduğu yerleri geçmişlerdi,taşların üstünden atikçe zıplayarak aşağıya baktı,birileri ateş yakmıştı.''Leydi Esienthes,bunu görmek istersiniz.Şuraya bakın efendim.''Hızla Adro'nun yanına geldi,aşağıya baktı.''Bunlar onlar Leydim,ama neyi bekliyorlar ? Neden şehire saldırmak için ilerlemiyorlar ? Kendi ayaklarıyla gelmedikleri aşikâr.'' dedi gülerek,parmağıyla biraz daha aşağıdaki,ağaçların sık olduğu yeri işaret etti,kalın cüsseli ağaçların gövdelerine bağlamışlardı At-Ejderhalarını.Esienthes ''Demek haklıymış...Ralklar...Pislikler...Bekliyorlar Adro çünkü ikinci bir grup gelecek.Hızlı olmalıyız,ikinci grup gelmeden.''Diğer askerlerde yanlarına gelmişti artık.''Şimdi 5 bölüme ayrılıyoruz,ikişerli grup halinde.Ne kadar az gürültü olursa o kadar işimize yarar,At-Ejderhalarını önceliğe alıyoruz.İkinci birlik gelmeden önce hepsini öldürmeliyiz.Oturup hepsinin toplanmasını beklersek hata yaparız.Ağaçları kullanın,At-Ejderhalarından sonra gözcüleri,en sona da çadırlardakileri öldürüyoruz.Gruplar;Adro ve Aldon,Ben ve Argina,Essis ve Ode,Udred ve Elanga,Temras ve Daros.Unutmayın her grup bir At-Ejderhası alacak.Herkes nasıl başlayacağını gayet iyi biliyor,her zamanki gibi.Onlara kendimizi hatırlatalım.''

Gruplar yerlerine dağılmaya başladı,göreve uyacaklardı.At-Ejderhaları,gözcüler ve kamp çadırlarındakiler,sıra böyle koyulmuştu.

Temras ve Daros son taştan da aşağıya atlayıp,etrafı gözlemeye başladılar,birkaç dakika yürümeye devam ettiler.İkiside çok sessiz ilerliyordu.At-Ejderhasının sesi duyulma başlamıştı.Temras ileriyi işaret etti.'Orada,bak.'Daros başıyla onayladı ve biraz daha hızlı ilerlemeye başladılar.Daros,Limfye işlenmiş okundan bir tanesini çıkardı ve uygun bir yere geçti,Temras herhangi ani bir saldırıya karşı,etrafı gözetlemeye başladı.Mümkün olduğu kadar bir sessizlikle Daros'un yanına yaklaştı.'Tek bir isabetli atış,şayet olmazsa,şu an yediği etlerin yanında tuz oluruz.İkinci atışa şansımız yok dostum,başaracaksın.'

Daros derin bir nefes aldı.Yayını gerdi.Bekledi,bekledi,bekledi.At-Ejderhası yemeğiyle oynuyor gibiydi,et parçasını ağzıyla havaya fırlattı ve yakalamak için kafasını yukarı kaldırdı,tam o sırada Daros''Mükemmel bir yer.''dedi ve yayı saldı.Ok yaratığın boğazına saplanmıştı,kafası öylece havada kaldı.Birkaç saniye içinde yere yığılan At-Ejderhasının yemeği havadan kafasına düştü.Limfye o kadar etkili bir bitkiydi ki,vücuda saplandığı an da etkisini gösteriyordu.Yaratık öldükten sonra ikisi çevredeki gözcüleri aramaya başladılar.

Not: (*) 'Leydi Esienthes ? Bunu sizlerde biliyorsunuz.Öyleyse içinizdeki sahte korkudan değil,dışarıdaki gerçek korkudan korkun.'

Çarşamba, Eylül 09, 2009

Lord Barlund'un Miğferi


Lord Barlund'un karanlık miğferi.Rivayet şöyle diyor,Lord'un yüzünün görünmesi bile bir insanın ölmesi için yeterlidir.''Ama Barlund daha fazla insanın ölmesini değil,daha fazla insanın acı çekerek ölmesini istediği için kendine bu miğferi yaptırıyor ve kafasına asla çıkmayacak şekilde çakılıyor.

Ölümsüzlük Küresi - Genel Harita


Ölümsüzlük Küresi için çizdiğim haritam,üstünde büyük emekler var.Kahve lekesi...

Cuma, Eylül 04, 2009

Onları görebilmek için karanlıkta olmanız gerekir

''...onların silahlarından korkmayın,korkmanız gereken daha kötü şeylere sahipler,dişlerinden korkun,dillerinden.Bir kez ısırıldığınızda isteyeceğiniz tek şey ölüm olur.Tek kurtuluşunuz,kendi sonunuzdur.Emin olun bunu istemezsiniz...''

John Constantine

Çarşamba, Eylül 02, 2009

Areas'ın Son Zaferi



''...yorgundum,çok fazla...Anlamadığım sebepler beni O'na itiyordu,karşı koyamıyorum,sonuma gitmeye karşı koyamıyorum...''


John Constantine

Salı, Eylül 01, 2009

Ölümsüzlük Küresi - Kürenin Sırları






Bölüm 1- YERYÜZÜNE ÇIKIŞ

''Efendim düşman boruları duyulmaya başladı.Kulelerdeki gözcülerimiz gece olduğundan dolayı sadece Nimdar Ormanı'nın içinde hareket eden meşaleler gördüklerini söylediler.Bir keşif ekibi gödermemizi ister misiniz?'' dedi muhafız Esienthes.

Kral sakindi,daha önce bulunduğu birçok savaşın izlerini taşıyan ve sevgili eşinin ölümünden sonra neredeyse hiç gülmeyen hüzünlü bir yüze sahipti.Yaşlılığın getirdiği yorgunlukla muhafıza döndü ve ''Hayır.Önemsiz yaratıkları ayakaltından kaldırmak için bu kadar çabayı gereksiz görüyorum,sence haksız mıyım kızım?'' Kral Gregon bunları söylerken bile çok çaba harcıyor gibiydi.

''Haklısınız kralım,lakin ben bizim için kendilerinden başka ne tür uğursuzluklar getirdiklerini öğrenmemizin uygun olacağını düşünmüştüm.Boş beyinli,insan eti yemekten başka zevkleri olmayan,iğrenç,pis Ralklar.Adamlarınız...'' bir an duraksadı ve gözleri Kral Gregon'un yanında ki pencereye kaydı.''Efendim adamlarınız Ralklar'ın pis yüzlerini vücutlarından ayırmak için sabırsızlanıyorlar.'' dedi.

Kral ayağa kalkıp pencereden dışarı Nimdar Ormanı'na baktı;Ormanda ki hareket eden meşaleleri gördü.''Adamlarım...'' dedi ''Onlar birçok şey için sabırsızlanıyorlar.Ralkların kökünü kurutmayı,onları bu dünyadan silmeyi...ama bilmiyorlar bilmedikleri yeni bir musibet var.Geçirdiğim bunca yıl sadece benim yüzümü buruşturmadı güzel kızım ama şimdi savaş ile ilgilenmek lazım.''Ayağa kalktı ve şöyle devam etti:''Sana söylediğim okları hazırladın mı?''

Esienthes:''Evet efendim.Tam on adet ve dediğiniz gibi en güvendiğim okçularıma verdim,aynı zamanda kendime de iki adet aldım.Bu arada bu söylediğiniz bitki Limfye'yi bulmak hiç de kolay olmadı.Umarım bize bir zararı yoktur.''Bunu söylerken kollarında ki kollukları çıkarıp bileklerinden dirseklerine kadar olan bölgedeki Limfye yüzünden çizilen yerleri gösterdi.

''Merak etme insanlara karşı bir zararı yoktur.Bunun niçin böyle olduğunu da bilen tek ırk olan Drekardlar ise artık bu dünya üzerinde değiller.Prens Gredon hala dönmedi mi?Üç gün oldu tam üç gündür ortalıklarda yok.Nerdesin oğlum,nerdesin.Niye hiçbir şey söylemeden gidersin ki.''Kral kapıya döndü ve hızlı adımlarla dışarı çıkmaya başladı.Dışarı çıkarken kapının yanındaki masanın üzerinde birkaç ay önce bulduğu kalın ve gösterişli kitap gözüne ilişti.Acaba nasıl açılıyor?

--------------------------------------------------------------------




Bölüm - 1 - Yeryüzüne Çıkış - (Sayfa - 2)

''Meşaleler''dedi bir anda Kral Gregon,bunun nasıl olduğunu kendi bile anlamadan.Geri dönüp tekrar pencereden dışarı Nimdar Ormanı'na baktı ve birşey dikkatini çekmişti,Ralklar'ın meşaleleri ormanda hep aynı şekilde hareketini tekrarlıyordu.Önce sağa sonra da sola doğru hiç ilerlemeden hareket ediyordu.''Bu lanet şeyler neden hiç ilerlemiyorlar,bu bir tuzak,ahhh!Kuleler...kuleler de adam olduğundan emin değilim.Esienthes''diye seslendi muhafıza.

O ana kadar ne olduğunu anlamadan dışarıda bekleyen genç muhafız kralının seslenmesinin ardından hızla içeri girdi.''Kralım.'' dedi kız.Kral:''Senden hızla gözcü kulelerine adam yollamanı istiyorum,ama hızlı olmalısın,yanılmıyorsam içeriye yaklaşıyorlar,belki de içerideler.Çok dikkatli olmalıyız.Bu bir baskın olabilir.Ayrıca senden istediğim başka birşey daha var;gözcü kulelerine adam gönderdikten sonra yanına en iyi okçularını alıp sana verdiğim görevi yerine getirmelisin.Angorath Tepeleri'nde dikkatli olun,şu andan sonra orada sadece geceyi karşılayan ağaçların gölgesi yok.''dedi.Bu kadar kelimeyi o kadar hızlı söylemişti ki;kendine,nefes alabilmek için birkaç saniye ayırdı.

''Bu kadar olayın gerçekleşeceğini nasıl bilebildiniz?Hiç anlamıyorum.''dedi Esienthes,kralına yani babasına şaşkınlık ve hayranlıkla bakarak.Kral kızının bu şaşkınlığına yüzündeki hafif bir tebessümle cevap verdi ve şöyle dedi:''Dediğim gibi bunca yıl sadece benim yüzümü buruşturmadı.''Kral Gregon az önce oturduğu koltuğuna geri döndü ve oturdu,sanki şehrinde savaş olmayacakmış gibi davranıyordu.Halsizdi,yorgundu,yalnızdı,artık yaşamak istemiyor gibiydi.''Ben burada kalacağım.Sen gidebilirsin.''

Esienthes böyle bir durumu hiç beklemiyordu.Lakin hızla geri döndü,babasına hiçbirşey söylemeden.Şaşkındı,düşünüyordu''Acaba ne oldu'' diye düşünüyordu.Yemek Salonunu geçti ve Büyük Salona geldi en ilerdeki kapıya doğru koşmaya başladı.Dışarı çıktığında ise kalın ve yüksek çamların arasındaki yoldan şehrin içine doğru koşmaya başladı.

Geniş meydana geldiği zaman birçok adamın sur da oluğunu gördü.Okçular herhangi bir saldırıya karşı bekliyorlardı.Surun en yüksek kulesinde üzerinde güneş resimi bulanan sancaklar;rüzgara kapılmış sallanıyordu.Hiçbir düşman daha Angorath'ın yüksek surlarını geçememişti ki zaten bu gerçekten imkansız gibiydi.Surlar eski Drekard ustaları tarafından hem çok yüksek hemde kalın inşa edilmişlerdi.

Esienthes surun yanına geldiğinde gökyüzünde o kadar yüksek bir gürültü koptu ki şehirdekiler elleriyle kulaklarını kapatıp yere kapaklandılar.Esienthes yüksek bir sesle ''Bunlar at-ejderhaları!Geç kaldım çok geç kaldım.Okçular siz yerlerinizde kalın,diğerleri herhangi bir baskına karşı şehiri gözetleyin ve halkın tamamının sığınaklarda oluğuna emin olun.''dedi.At-ejderhalarının onlarla birlikte olması imkansızdı çünkü at-ejderhaları Karanlık Efendi Barlund Tek Dağ da hapis olduktan sonra Ralkları yalnız bırakmışlardı.


-----------------------------------------------------------------------------




Bölüm - 1 - Yeryüzüne Çıkış - (Sayfa - 3)

Angorath Tepelerine geldiklerinde çevreye hakim olan rüzgarın hafif esintisinin sesi,geride ve aşşağı da kalan şehrin sesleri kulakları meşgul ediyordu.Esienthes bir anda şaşkınlıkla:''Yerdeki ayak izlerine bakacak olursak,buraya bizden önce gelen biri olmuş ! Yalnız değiliz.At-Ejderhalarını hatırlıyorsunuzdur,on beş kişilik grubumuzdan dördümüzü yok ettiler,bu sefer bizler değil,onlar yok olacak.'' dedi ve şöyle devam etti ''Biraz daha ilerleyip uygun bir yerde bekleyeceğiz.''Tam o sırada arkalarından bir ses gelmişti,Esienthes ve diğer muhafızlar hızla cüsseli ağaçların arkasına saklandılar,ortam o kadar sessizleşmişti ki,artık neredeyse kendi nefeslerini duyacaklardı,diğer ses iyice yaklaşırken,Esienthes muhafızlara beklemelerini işaret etti ve sonunda Esienthes'in yanına kadar gelmişti,Kral Muhafızı bir anda korkuyla irkildi, sağına baktı lâkin kimseyi göremiyordu,ayak seslerinin kaynağı yoktu.''Bu şeyde ne böyle.''diye düşünmeye başladı.Elini yavaşça Limfye işlenmiş oklarından bir tanesine götürdü.''At-Ejderhaları sessizdirler ama bu kadar değil ayrıca görünmezde değiller.''İster istemez içini bir anda korku kaplamıştı.

''At-Ejderhaları sessizdirler ama bu kadar değil ayrıca görünmezde değiller.''İster istemez içini bir anda korku kaplamıştı.''Na dîshe aer rannu,rime li aer nahn?''(Gerçek korku yaklaşırken,içinizdeki korku niçin ?)

''Na dîshe aer rannu,rime li aer nahn ? Mi Esienthes ? Nan de nerri feruf.Lindef na rimeli unraf aerdan yarud,rumadan rannu dîshe aerdan,na aer.''(*)

Ses çok derinden geliyordu,üstelik yabancının konuştuğu lisanı daha önce hiç duymamıştı.Başı ağrımaya başladı.Düşüncelerini toparlayıp,artık bu oyundan sıkıldığını fark etti,sesin sahibini görmek istiyordu.''Ortaya çık,eğer o kadar cesaretliysen,dediklerinin hiçbirini anlamıyorum.''dedi bir hışımla.Yabancı ses tekrar cevap verdi,bu sefer kendi lisanlarında konuşmaya başladı.''Anlayacaksınız,çok uzak olmayan bir zamanda anlayacaksınız.O vakit şimidikinden daha fazla korku taşıyor olacaksınız Esienthes.At-Ejderhaları ve binicileri ile karşılaşmaya hazır olun.Bir kısmı burada,diğer birlik ise az sonra buraya gelecek.Ağaçları kullanın çünkü gecenin efendileri ile karşılaşmak sizin için kolay olmayacak.Şimdilik hoşçakalın.''Güneyden esen yel,geceye boyun eğmiş yaprakları okşuyordu.Kral Muhafızı sesin büyüsüne kapılmış gibiydi.Askerler ne olduğunu anlamamışlardı,sadece çevreyi izliyorlardı.Esienthes yabancının birşeyler daha demesini bekliyor ama ses gelmiyordu.''Kim olduğunu söyle !'' diye bağırdı ama cevabı rüzgarın etkisiyle dallar ve yapraklar verdi.

Esienthes yaslandığı ağaçtan kurtulup,kendinsini izleyen askerlerine yürümeye devam etmelerini söyledi.İçlerinden Aldon onun yanına gelip ne olduğunu sordu,bir ses duyduğunu ama bilmediği bir lisanda konuştuğunu söyledi.Askerlerden duyan olup olmadığını sordu ama kimse duymamıştı.

En tepeye vardıklarında biraz dinlendiler,Aldon'un kardeşi Adro birşeyler duyuyordu ve doğuya yöneldi,artık ağaçların sık olduğu yerleri geçmişlerdi,taşların üstünden atikçe zıplayarak aşağıya baktı,birileri ateş yakmıştı.''Leydi Esienthes,bunu görmek istersiniz.Şuraya bakın efendim.''Hızla Adro'nun yanına geldi,aşağıya baktı.''Bunlar onlar Leydim,ama neyi bekliyorlar ? Neden şehire saldırmak için ilerlemiyorlar ? Kendi ayaklarıyla gelmedikleri aşikâr.'' dedi gülerek,parmağıyla biraz daha aşağıdaki,ağaçların sık olduğu yeri işaret etti,kalın cüsseli ağaçların gövdelerine bağlamışlardı At-Ejderhalarını.Esienthes ''Demek haklıymış...Ralklar...Pislikler...Bekliyorlar Adro çünkü ikinci bir grup gelecek.Hızlı olmalıyız,ikinci grup gelmeden.''Diğer askerlerde yanlarına gelmişti artık.''Şimdi 5 bölüme ayrılıyoruz,ikişerli grup halinde.Ne kadar az gürültü olursa o kadar işimize yarar,At-Ejderhalarını önceliğe alıyoruz.İkinci birlik gelmeden önce hepsini öldürmeliyiz.Oturup hepsinin toplanmasını beklersek hata yaparız.Ağaçları kullanın,At-Ejderhalarından sonra gözcüleri,en sona da çadırlardakileri öldürüyoruz.Gruplar;Adro ve Aldon,Ben ve Argina,Essis ve Ode,Udred ve Elanga,Temras ve Daros.Unutmayın her grup bir At-Ejderhası alacak.Herkes nasıl başlayacağını gayet iyi biliyor,her zamanki gibi.Onlara kendimizi hatırlatalım.''

Gruplar yerlerine dağılmaya başladı,göreve uyacaklardı.At-Ejderhaları,gözcüler ve kamp çadırlarındakiler,sıra böyle koyulmuştu.

Temras ve Daros son taştan da aşağıya atlayıp,etrafı gözlemeye başladılar,birkaç dakika yürümeye devam ettiler.İkiside çok sessiz ilerliyordu.At-Ejderhasının sesi duyulma başlamıştı.Temras ileriyi işaret etti.'Orada,bak.'Daros başıyla onayladı ve biraz daha hızlı ilerlemeye başladılar.Daros,Limfye işlenmiş okundan bir tanesini çıkardı ve uygun bir yere geçti,Temras herhangi ani bir saldırıya karşı,etrafı gözetlemeye başladı.Mümkün olduğu kadar bir sessizlikle Daros'un yanına yaklaştı.'Tek bir isabetli atış,şayet olmazsa,şu an yediği etlerin yanında tuz oluruz.İkinci atışa şansımız yok dostum,başaracaksın.'

Daros derin bir nefes aldı.Yayını gerdi.Bekledi,bekledi,bekledi.At-Ejderhası yemeğiyle oynuyor gibiydi,et parçasını ağzıyla havaya fırlattı ve yakalamak için kafasını yukarı kaldırdı,tam o sırada Daros''Mükemmel bir yer.''dedi ve yayı saldı.Ok yaratığın boğazına saplanmıştı,kafası öylece havada kaldı.Birkaç saniye içinde yere yığılan At-Ejderhasının yemeği havadan kafasına düştü.Limfye o kadar etkili bir bitkiydi ki,vücuda saplandığı an da etkisini gösteriyordu.Yaratık öldükten sonra ikisi çevredeki gözcüleri aramaya başladılar.

Not: (*) 'Leydi Esienthes ? Bunu sizlerde biliyorsunuz.Öyleyse içinizdeki sahte korkudan değil,dışarıdaki gerçek korkudan korkun.'

Düşünüyorum; 'Acaba hikayemi aktarmasam mı ? Farklı boyutlara mı atlasam buralarda.' diye.Ne yapsam ? Ne etsem ?