Perşembe, Ağustos 16, 2012

Baba-Kız


''Sibel Can kızı Melisa'nın babası Hakan Ural ile dudak dudağa öpüşürken çektiği fotoğrafın büyük yankı uyandırmasına ise tepki gösterdi. Melisa'nın yapılan yorumlardan sonra ağlayıp Türkiye'yi terk etme kararı aldığını anlatan Sibel Can, "Melisa çok üzgün. Ben de Melisa gibi büyüdüm. Annemin babamın kucağından inmezdim. İnanılmaz şımarık büyüdüm. Çok doğal bir resim bence. Orada çok güzel sevgi var. Melisa babasını çok sever. Konuştukça çocuğum üzülüyor. Aslında konuşmaya bile değmez. Saçma sapan fikirler, zihniyetler iğrenç yorumlar yapıyorlar. O bir genç kız. 'Aşık olduğum ülkemden bir an önce gitmek istiyorum' diyerek ağladı" şeklinde konuştu.''

Kaynak: http://magazin.milliyet.com.tr/melisa-ulkeyi-terketmeyi-dusunuyor/magazin/magazindetay/16.08.2012/1581847/default.htm

Aşağıdaki yorumların bir kısmı: ''bizim ülke böyle şeylere hazır değil'', ''abartmayın'', ''kimse kimsenin hayatına karışamaz'' falan diyor. Hazırmışız aslında bu yorumlara bakınca. Şarkıları sevilen, dinlenilen insanlara da dikkat etmek şart işte. Melisa'nın, Twitter profilini biraz gezdiğinizde zaten durumun ne kadar vahim olduğu ortada. Ulan insan aşık olduğu ülkesinin kültürünü bilmez mi ya ? Akıl var, mantık var. Gitme anasını satayım, gitme MELİSA GİTMEEEEEEEEEE! -Aman dikkat abi, aman dikkat.- Ensesti de dayamaya başladılar. Maşallah yurdum insanına.

Çarşamba, Ağustos 15, 2012

Farkında-sız-lık

    Ya bu farkındalık olayını millet nasıl yorumluyor biliyor musunuz ? Olay şu şimdi; birkaç şey öğrenir ve ondan sonra der ki: ''EEE ABİ ? ŞİMDİ NE OLACAK ? KARNIM MI DOYDU ? DÜNYAYI MI KURTARACAĞIM BU BİLGİLERDEN SONRA ? NE İŞİME YARAYACAK YANİ ? BIRAKIN BU İŞLERİ YA, KENDİ YOLUNUZA BAKIN.'' Sevdiğim bir söz var; her koyun kendi bacağından asılacak, evet kesinlikle öyle lâkin şu bakış açısını yakalamak gerekiyor, her koyun kendisine ve başkalarına, yani bir nevi çevresine yaptıklarından dolayı (en büyük buydu anasını satayım ya) kendi bacağından asılacak. Birbirimize bu şekilde bağlıyız yani, şimdi anlıyor musunuz ? Kendi bacağından asılacak sözü; tek başıma yer, içer, s....rım, kimseye el-ayak olmam değil yani. Öküz olmayın, robot olmayın, duyarsız olmayın.

    Mücadele abi konu, mücadele işte. Daha önceki yazılarımda dedim ya hep, akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl akıl diye. Milyon defa demişim anasını satayım işte. Daha da derim hatta.

Şimdi düşünüyorum da, belki mesele idraktır ha ?

Robotic Revolution

I, Robot. İzleyin.

Sonny'nin devrim hareketi!

Pazartesi, Ağustos 13, 2012

Kültürel Yozlaşma

   Bu yozlaşmanın en büyük yatırımcısı turizmdir. İşin garip yanı, nedense bu kültürlerden çok büyük bir çoğunlukla etkilenen bizim Türkler veya müslümanlar oluyor. Her türlü Batı'ya özendirme çabaları mükemmel başarıyla ilerliyor. Bakın Antalya'da gördüğüm ve duyduğum şeyler hiç hoş değil. Geçen gün hikâyem üzerinde uğraşırken karşı masada bir konuşma geçiyor. İki kız var, 16-17 yaşlarında, birisi diyor ki: ''Açık giyinmeyi seviyorum.'' Üzerinde askılı bir tişört var, ayağa kalkıyor bir süre sonra. Şort giymiş ama mini şort. Abartı bir şekilde mini üstelik. Öyle ki, şortun cepleri dışarıdan görünüyor, kesim yerimden aşağıya çıkmış bir şekilde. Bildiğin elimizi cebimize attığımız zaman, içerideki bölüm var ya, ne deniyorsa artık oraya, işte orası dışarıdan görünüyor yahu! Abi bakın anlıyorum, yetişme tarzı farklıdır, farklı ortamlarda farklı arkadaşlar edinmiştir ama 16-17 yaşlarındaki insanlar kendi düşüncelerini doğru bir şekilde seçebilir. Erkeklere falan baktığımda düşünüyorum, o yaşlarda ben öyle değildim yahu. Konuştuğunuz zaman size bir sürü bahane sunarlar. Vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı. Şöyle kötü yetiştim, şöyle kaza geçirdim, şöyle hastalandım falan fistan, ulan hepsine tamam yahu ama senin aklın var. Akıl bu ya, akıl. Seni ayıran en büyük özellik, özgür irade. Bu kadar oyuna da gelinmez be abi. Ha ben çok mu doğruyum ? Hayır, zilyon tane yanlışım var meselâ, fark burada başlıyor işte; bunların farkına varıp değişime girmek, değişimden geçmek. Duyarlılığı arttırmak, artık tepki vermek. Akıl gibi büyük mucizenin farkında değiliz halâ.

   Kültürel yozlaşma; kendini, geçmişini, atalarını, değerlerini, geleneklerini, nereden geldiğini, göreneklerini unuttuğun sürece savunulmaması gerekilen bir değerdir. Sosyoloji tehlikeli bir bilim dalı meselâ. Eski bir basım kitabını okuyorum(Sosyoloji), genel başlıklardan kokuyor fitilin ateşi; Türkiye'de nüfus kontrolü, nüfus azaltımı, kültür etkileşimi ya da tarım alanlarının düzeni, ekonomik gelir düzeylerini düzenleme gibi gibi gibi gibi. Halâ bağıralım özgürlük özgürlük diye. Bütün bu yapılan eylemler, grevler, işte bilimum baş kaldırmaların hiçbir anlamı yok.

   Sistem diye isimlendirilen bir olay var. Uyacaksın. Uymazsan eğer; akraba, aile, dost, arkadaş yani toplarsak çevren senden vazgeçer be abi. Vazgeçerler. Eh, ama daima bir umut vardır değil mi ? Evet vardır. O umudu biz kendimiz yapacağız işte.

   Özenmeyin abi batıya. Kendi kültürünü ne kadar biliyorsunda özeniyorsun ki ? Bu değişen insanların bildikleri müslümanlık, islam, Türk anlayışı medyanın dayatmasından öteye gitmez! Kendisine sormaz hiç, ulan bu TV'de gösterilen olaylardaki müslümanların -ki bunlar erkekler oluyor- yüzü neden hep peçeli anasını satayım ? Veya işte peçe gibi bir şeylerle örtülü ? Erkek ulan bunlar, neden örtülü olur ki ? Neden hep teröristmiş gibi gösterilir ? Neden bu insanlar Allah'ın dininde bahsettiği gibi değiller ? Sormaz bu insan kendisine bunları, çok bilmiştir, dediğim gibi karşınıza geçer ve vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı konuşur. Cumartesi günüydü galiba Enes'le-dershaneden arkadaşım- dışarıdayız, abi gel seni bir yere götüreceğim dedi. Sırf ortamı görmeni istiyorum diye. O anda tahmin ettim tabi bar gibi bir düşüncesi olduğunu. Kaleiçi'nde Tudors ve The Bar diye iki yere gittik, on-on beş dakika falan kalıp izliyoruz sadece. Yine diyorum, oradakilerin yarım gram aklı varsa benim hayatım yalan. Genelinin üniversite öğrencisi olduğu her yaştan insan var. Abi onların da annesi-babası falan var yahu. Ne kadar garip değil mi ? İçeri bir giriyorsunuz her yer duman zaten, sahne denilen çöplükte bir şeyler zırvalayan beyinsizler, koyunlar tarafından çevrelenmişler ve bu düzene eğlence sektörü deniliyor. İşte orada lanet ediyorsunuz, bu yaşam tarzına lanet ediyorsunuz. Oraya giripte halâ akıllı olduğunu söyleyen, elit olduğunu söyleyen, bu insanlara lanet ediyorsunuz işte. Abi yok, böyle bir eğlence şekli olamaz yani. Tudors'ta duvarda şey yazıyor: Show your tits. Aptal aptal surat ifadeleri ve hareketlere dans ediyoruz etiketi koyarak kendisini özel gösterenler bunlar. Bunlar varya bunlar, bu şerefsiz ve soysuzlar, işte bunlar yüzünden batıyoruz. Muazzam bir kalabalık. Akıl, akıl var. Lütfen yahu, lütfen bu mucizeyi doğru kullanalım.

Cumartesi, Ağustos 11, 2012

Eski-ler

Yedi boğumlu(katlı) bir bitki Limfye, taslak çizimi.

Nassin Nen mantarı ile ilgili bilgiler


Vargos Altınları

Vargos Altınları-2

Faesla

Mevcut haritanın batısı

Mevcut haritanın doğusu

Mevcut haritanın güneybatısı

Mevcut haritanın güneydoğusu

Mevcut harita





Cuma, Ağustos 03, 2012

Astropath

   Yuh lan, Oleg Belousov a.k.a Astronaut Ape ile tanıştık. İyi adammış. :D Eylülde çıkartacağı albüm üzerine falan tartıştık. Your Personal Sun olacakmış ismi, hatta albümden bir şarkı gönderdi: Astropath. Aes Dana, Carbon Based Lifeforms, Asura, Solar Fields bilimum Ultimae Records ekibinden ilham alarak Rusya'da kendi çevresiyle birlikte Microcosmos Records'u kurmuşlar. Hatta partilerde falan Ultimae ile karışık. İyi yani. Sonra düşündüm Türkiye'de niçin bir tane yok ? Neden yani ? Askeri okulda gizlice bilgisayar odasına gidip müzik yaparmış. Bildiğin gönül verme olayı var ya, o işte. Uğraşacaksın diyor, sürekli deneme yapacaksın, kopya yapacaksın ki kendi tınılarını bul diyor.

Astronaut Ape - Astropath

Astropath
(Nette yok ha, kıymetini bilin. :D)