Salı, Mart 01, 2016

Delilik - Hayat

"Yani ilk defa birisi bana bunu söylediğinde tamamen şoka girmiştim çünkü ansızın aydınlandım anlıyor musun ? -Elbette onu öldürdüm.- Her gün aynı şeyleri yaptığımın, aynı insanlarla görüşerek kendime zerre bir yetenek veya adı her neyse işte onlardan katamadığımı algılamıştım ama diyorum ya hepsi bir anda oldu. Bu aydınlanma saniyelikti. Sonraki gün ne oldu biliyor musun ? Bütün algılarım açılmıştı, etrafımdaki bütün bok herifleri görüyordum; benden duygularımı sömürerek beslendiklerini keşfettim. Hislerimi çalıyorlardı ve çalınmış bu hisleri kendilerine, sepet içinde güzelce süslenmiş bir düzine çiçeklerle hediye ediyorlardı. Her gün, her gün. Algılayabiliyor musun ? HER. GÜN. Tamamen körelmiştim, bu keşiflerimi onlara anlattığımda artık farklı olacağını söylediler, daha sonra tekrar farklı olacağını ve tekrar ve tekrar... Ardından göremedikleri şeyi buldum, sadece yollar değişmişti lâkin sonuçlar aynıydı. Yine duygularımı benden çalarak sanki dünyada hiçbir bok değilmişim gibi yaşamaya devam etmişlerdi ama değişen ne oldu biliyor musun ? Ahahahahhhha... Hepsini ama hepsini gözlerimi bile kırpmadan öldürdüm. Niye sürekli bana bakıp duruyorsun orospu çocuğu seni ? Ha ? Sence yalan mı söylüyorum ? Hadi siktir git oradan! Hepsine son sözüm ne oldu bilmek ister misin ? Benden çaldıkları duyguların hepsini son defa gözlerine baktığımda aldım, en sonunda hepsinin gözlerinin içine, ölmelerinden bir saniye öncesinde bakarak dedim ki: "Ah dostlarım merak etmeyin bu sefer farklı olacak!"

"Gerçekten sen de merak etme, bu sefer farklı olacak!"

Delilik


"Sana, sana bunun açıklamasını hiç yaptım mı ?" dedi sıska görünümlü, gözleri siyah bir bantla bağlı olduğu halde geldikleri bütün yolu saptırmadan bilen adam. Kapalı olan gözleriyle ellerine doğru bakışları yöneldi. Avuçlarını açmıştı ve içlerinde iki küçük bıçak vardı. "Ahh, özür dilerim. Gerçekten kusuruma bakma, ağzını o kadar sıkı bağlamışım ki, sen insanların karşısında konuşurken anlamadığım yetmiyormuş gibi şimdi de anlayamıyorum. Neyse zaten o kadar konuştuğun yeter, kimseye konuşma fırsatı bile vermemiştin ama buradayız şu an. Benim yerimde, gökyüzündeki tahtından ziyade..."sıska adam çömelerek toprağı ellerinin arasında gezdirdi.

"Sana, uuuhhmm sana daha önce bunların açıklamasını hiç yapmış mıydım ?" diye tekrar sorarak ellerini gösterdi. "Senden önce, -elbette yine senin gibi çok konuşan birisine- konuşma hakkı vermiştim ama biliyor musun ? -ELBETTE BİLMİYORSUN OROSPU ÇOCUĞU- Konuşması toplasan üç saniye sürmüştü. Sonra bıçaklarımı çenesinin altından ağzına geçirdim. Onun neden öldüğünü az sonra anlatacağım lâkin önce şundan alıp damağını tatlandırmak ister misin ?" İnce elleriyle bir kaseye koyulmuş kuru üzümü uzattı. "Sonra çok kötü davrandığımla ilgili hayranlarımdan şikayetler alıyorum, AL ŞU SİKTİĞİM KASESİNİ!" Adamın elleri bağlıydı, almadı ve sıska olan kaseyi adamın yüzüne fırlatmıştı.

"Pardon! Gerçekten pardon ama ben sana bunların açıklamasını anlattım mı ?" yine ellerine gitti kör bakışları. "Senden önceki arkadaş da bu üzümleri boşu boşuna yere dökmüştü, yani baktım ki ağzını burada açamıyor bende yardım etmek istedim, çenesinden bıçaklarımla girerek; döktüğü bütün üzümleri oradan yedirdim. Yani sana da bunları yapacak değilim. Bak sana içimdekileri anlatacağım, neden buradasın biliyor musun ? Çünkü yıllarca insanlara değişmeleri gerektiğinden ziyade, sürekli kendi kafandakileri anlatarak, onları yanlış yerlere yönlendirdiniz, yani insanlara kendileri olmayı keşfettirmediniz anladın mı ? Ellerine mantıksız uğraşlar vererek, gittikleri yolda kestirmeden kayboluşa sürüklediniz. Sonra onları bir şekilde ödüllendirdiniz ki yaptıklarının her zaman en doğrusu olduğunu düşünsünler. Yıllarca, asırlarca aynı şeyleri yaptılar, bazen üzülüyorum, yani onların deli olması imkânsız esas sen ve yoldaşların tamamen kafayı yemişler. Onlara değişmeleri gerektiklerini değil, bunun yerine aynı şeyi yapmalarını tavsiye ettiniz. Bu nasıl bir ibneliktir ki ? NEDEN insanlara doğru olanı değil de her zaman yanlış yolu doğrularla süsleyerek gizlediniz ve öğütlediniz ? Yıllarca, aylarca, haftalarca, günlerce, saatlerce aynı şeyleri yaptılar; farklı bir gerizekalılık ise hâlâ yapıyorlar. Onları varlıktan yokluğa sürüklediniz. Şimdi sıra sen ve ekibinde, buraya kadarmış. Bu kadar zamanını aldığım için özür dilerim ama son bir şey soracağım, ben sana bunların açıklamasını yapmış mıydım ?"

                  - - - kapı gıcırtısı ardından, nefes alış verişi bile duyulmayan, derin bir sessizlik - - -