Perşembe, Haziran 28, 2012

Phaselis - 2

   Bu kadar kısa aralıklarla ikinci sefer Phaselis maceramı yaşadım. Tabi ilki kadar aksiyon barındırmıyor bu. Daha sakin, daha rahat. Beş, altı saatliğine gittiğimiz bir gezi.

   Öncelikle şundan şikayetçiyim, ne yaparsak yapalım-kendi çevrem içerisinde-doğru düzgün plânlı olmuyor. Hep son güne kalıyor. Çata çuta karambole ayarlıyoruz her şeyi. Sabah uyandım-daha ne yapacağımızı, nerede buluşacağımızı doğru düzgün organize etmemiş bir şekildeyiz, toplamda dört kişi- şirkete gidip para alma maksadıyla yola koyuldum. Yolda düşünüyorum kendi kendime:''Abi şimdi hangisini arayacağım ben ? Nerede buluşacağız ? Nasıl olacak ?'' diye. Şirkete varmadan Yağmur'u aradım, Allah'tan çabuk uyandı.-ki önceki gün kaçta arayayım seni, haber vereyim diye sorduğumda 11 diyorum geç diyor, 10 diyorum geç diyor, 9 diyorum aslında o da geç diyor hanımefendi, saat beğendiremedim- O sıradada saat 9:20 civarı bir şey, zaten ben de geç uyanmışım. Konuştuk anlaştık; yarı yoldan gerisin geri dödün durağa, oradan Evren'i aradım ve o da uyanmıştı. Hiç beklemediğimiz bir performans göstererek hızlı bir şekilde hazırlandı. Bende duraktan atladım Doğu Garajı dolmuşuna gittim.

   Yaklaşık bir on beş - yirmi dakikalık bekleyişin ardından Evren geldi.-tabi o gelinceye kadar Doğa'yı uyandırma çabaları vardı. Uyanamamıştı ve Yağmur uzun bir süre rahatsız etti kendisini uyanması için- Bir kahvaltı yaptı, Yağmur geldi ve otogara geçtik. Doğa'yla orada buluştuk zaten. Otobüse atladık ve yola başladık. :D -bu sefer telefon falan düşürmediğim için çok şanslıyım.:D-

   Orası pahalı olduğu için; otogarda börek, sandviç falan almıştık. Bir kısmı otobüste bitti ya da hepsi. Phaselis'e vardığımız vakit, haftasonu Ali'yle geçen olaylı aşağı iniş maceramızı on milyonuncu kez diğer arkadaşlara hatırlattım tabi. :D Gişelere geldiğimiz vakit Evren abi bize bir kıyak geçseniz demişti, içeridekilerde bu sefer herkesin yaşını sormaya başladı-yine haftasonunda çıkarttığım kart sayesinde ücretsiz girebiliyordum- Yağmur ve Doğa'dan para almadılar. Garibim Evren sekiz lira çıkarttı, kendisi sormasına rağmen. :D

   Oradan'da gittik girdik işte denize, takıldık biraz. Mavi yengeç yakalamakla uğraştık baya bir süre. Hepsinin sonunda:
Antalya'ya dönüş, otostop yine ve dört kişi için Maybach Exelero değerinde bir minibüs. Bu kalabalığa duran olur mu diye düşünürken. 50 km boyunca yeterince loş ışıklı bir kasada iyi yol aldık...


Ne güzel lan, oldu bittiye getirdim bu yazıyı. :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder