Cumartesi, Haziran 23, 2012

Sevgi

 21. yüzyıl gençlerinde yanlış olarak geliştiğini gözlemleyebileceğimiz bir diğer unsur, sevgi unsurudur. Basit bir kesit:


  Konu mankeni olarak bunu seçtim. Çevremizde bu duruma karıştığın vakit şöyler diyorlar: ''Abi adamlar öğrenecekler, çocuklar daha işte.'' Tamam, çocuklar diyorsun ama bir olur iki olur aynı durum. Bir olayı birkaç kez tecrübe ettikten sonra aynı şeyleri tekrarlarsan afedersin ama öküzsündür. Kız veya erkek arkadaş edindiğini bu kadar duyurmana gerek yok, en azından dediğim gibi, bir iki sefer hevesini aldıktan sonra gerek yok. Üstelik dedikleri şeyler; hayırlı olsun, mutluluklar... ve benzeri şeylerle dolu, sanırsın ev geçindirecekler anasını satayım. Bak muhabbete:

X-Kankimi üzersen, ben de seni üzerim, ona göre.
Y-Üzmem aklın bizde kalmasın, o da beni üzmesin, ona da söyle tamam mı ?
X-Tamam, sen merak etme, ben ona uygun bir dille anlatırım.

  Evet, bu 21. yüzyıl gençleri için sevgi demek sadece mutlu an demektir. Cinsellik demektir. Peki ya nedir gerçek sevgi ? Karşılıklı olarak sabretmek, mutsuz ve mutlu olmak, biraz kıskanmak, sana yapılan yanlışa karşılık olarak üzüntü duymak, bazen karşındaki insanın sana karşı umursamazlığını izlemek... Daha da arttırabilirim elbette, işte bu duyguların bütünüdür sevgi. Bunların hepsini biriktirirsin önce, sonra seversin. Özel hayat bu kadar göz önüne serilmez, düşünsene o zaman ne kıymeti kalıyor ? İnsanlarla sürekli paylaşıyorsun. Davetiyelerde yazar ya:''Bu mutlu günümüzde sizleri de aramızda görmekten...'' diye. Sevmiyorum onları ya, o kadar insanın toplanması, onca kalabalık... Aralarında birbirlerini sevmeyen insanlar da oluyor elbette. Ne gerek var ki bunların hepsine ? Bir de insanoğlu duyguları yaşamayı sever, birbirini değil. Birisiyle birliktesindir, ayrılırsın ve bir ay, iki ay, belki iki yıl sonra yalnız olmayacağını düşünerek başkasına bakarsın. Çünkü sevilmeyi ve sevmeyi özlemişsindir, kaybettiğin insanı değil. Yeni ve farklı anılar oluşturursun.

 Toplu imha taktiklerinden bir tane üreteceğim. Hipnoza sokmam lâzım bazılarını. Mutlak doğrular değişir mi ? Hayır. Peki mutlak doğru kişinin kendi doğrusu mudur ? Hayır. Bu düşünceye sahip olmamız gerekiyor. Her gün yeni bilgiler edinebiliyorsak, asla zeki bir insan değilizdir. Dikkat edin kendinize, iyi günler.

Altı gün sonra gelen düzenleme:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder